II. Yerçekimi
III. Zaman Sürekliliği
IV. Yerçekimi ve Zaman Arasındaki İlişki
V. Yerçekimi Tarihi Iyi mi Etkisinde bırakır?
VI. Dönemin Yerçekimini Iyi mi Etkilediği
VII. Yerçekimi ve Dönemin Tesirleri
VIII. Yerçekimi ve Zaman Araştırmalarının Geleceği
IX.
Sıkça Sorulan Mevzular
Hususiyet | Izahat |
---|---|
Yer çekimi | İki nesne arasındaki, kütlelerinin çarpımıyla doğru orantılı, aralarındaki uzaklığın karesiyle ters orantılı olan çekim kuvveti. |
Zaman | Geçmiş, şimdiki vakit ve gelecekteki varoluşun ve olayların bir tüm olarak ele alınarak belgisiz bir halde geçindiren ilerlemesi. |
Feza | Nesnelerin ve olayların meydana geldiği ve birbirlerine bakılırsa durum ve yönlere haiz oldukları 3d ebat. |
Kainat | Mevcud her şeyin, tüm madde ve enerjinin, gezegenlerin, yıldızların, galaksilerin ve bunların arasındaki uzayın toplamı. |
Süreklilik | Hiç bir boşluk yahut kopukluğun olmadığı devamlı bir tüm. |
II. Yerçekimi
Yerçekimi, kütleli nesneleri birbirine çeken temel bir tabiat kuvvetidir. Elektromanyetizma, kuvvetli nükleer qüç ve cılız nükleer kuvvetle beraber tabiat ananın dört temel kuvvetinden biridir. Yerçekimi, dört temel kuvvetin en zayıfıdır, sadece bununla birlikte en uzun menzilli olanıdır.
Yerçekimi yıldızların, gezegenlerin ve galaksilerin oluşumundan mesuldür. Bununla beraber Dünya’daki gelgitlerden de mesuldür.
Genel görelilik teorisi, kütle çekimi için şu anda en iyi açıklamadır. Genel görelilik, kütle çekimini uzay-zamanın bir eğriliği olarak tanımlar. Bir nesne ne kadar büyükse, uzay-zamanı o denli fazla eğriltir. Feza-zamanın bu eğriliği, nesnelerin birbirine doğru düşmesine yol açan şeydir.
Genel görelilik kapsamlı bir halde kontrol edilmiş ve oldukca muhtelif durumlarda doğru olduğu gösterilmiştir. Sadece, karanlık madde ve karanlık enerji problemi şeklinde genel göreliliğe yönelik hala birtakım zorluklar vardır.
III. Zaman Sürekliliği
Zaman sürekliliği, bütün olayların gerçekleştiği dört boyutlu uzay-zamanı tanımlayan fizikteki kuramsal bir kavramdır. Uzayın üç boyutunu dönemin bir boyutuyla birleştiren geometrik bir modeldir. Zaman sürekliliği çoğu zaman dört boyutlu bir grafik olarak gösterilir; üç uzaysal ebat x, y ve z eksenleriyle, vakit boyutu ise t ekseniyle gösterilir.
Zaman sürekliliği fizikte temel bir kavramdır ve genel görelilik ve kuantum mekaniği şeklinde birçok teoride merkezi bir rol oynar. Genel görelilikte, vakit sürekliliği kütle ve enerjinin varlığıyla eğrilir ve bu eğrilik yerçekiminin etkilerinden mesuldür. Kuantum mekaniğinde, vakit sürekliliği çoğunlukla devamlı bir değişken olarak ele alınır, sadece dönemin ayrık olabileceğini öne devam eden teoriler de vardır.
Zaman sürekliliği kompleks ve büyüleyici bir kavramdır ve bugün hala fizikçiler tarafınca incelenmektedir. Kainat anlayışımızın temel bir parçasıdır ve fizikteki en mühim teorilerin çoğunda mühim bir rol oynar.
IV. Yerçekimi ve Zaman Arasındaki İlişki
Yerçekimi ve vakit arasındaki ilişki kompleks ve büyüleyicidir. Bu kısımda, bu iki kavramın ilişkili olduğu birtakım temel yolları inceleyeceğiz.
Yer çekimi ve dönemin ilişkili olduğu en mühim yollardan biri genel görelilik teorisidir. Genel görelilik, Albert Einstein tarafınca 20. yüzyılın başlarında geliştirilen bir yer çekimi teorisidir. Genel görelilik, yer çekiminin bir qüç olmadığını, bunun yerine uzay-zamanın bir eğriliği bulunduğunu belirtir. Bu eğrilik, kütle ve enerjinin varlığından oluşur ve dönemin akış biçimini etkisinde bırakır.
Başka bir deyişle, bir nesne ne kadar büyükse, uzay-zamanı o denli fazla büker. Bu, dönemin uzay-zamanın daha azca bükük bölgelerinde olduğu için daha büyük nesnelerin yakınında daha yavaş akmış olduğu anlama gelir. Bu tesir kütleçekimsel vakit genişlemesi olarak bilinir.
Yerçekimsel vakit genişlemesi, muhtelif deneylerle deneysel olarak doğrulanmıştır. Bu deneylerin en ünlülerinden biri, 1971’de meydana gelen Hafele-Keating deneyidir. Bu deneyde, iki atom saati değişik düzlemlerde dünyanın çevresinde uçuruldu. Bir saat doğuya, öteki batıya uçtu. Saatler tekrar bir araya getirildiğinde, doğuya doğru uçan saatin, batıya doğru uçan saatten daha yavaş çalmış olduğu bulunmuş oldu. Bu netice, genel göreliliğin öngörüleriyle tutarlıdır ve yerçekimi ile vakit arasındaki ilişkiye dair kuvvetli bir delil sağlar.
Yerçekimsel vakit genişlemesine ayrıca, yerçekimi ve dönemin ilişkili olduğu başka birçok yol daha vardır. Mesela, yerçekimi kimyasal reaksiyonların meydana gelme hızını etkileyebilir ve ek olarak fer hızını da etkileyebilir. Yerçekimi ve vakit arasındaki ilişki kompleks ve büyüleyici bir ilişkidir ve bugün hala fizikçiler tarafınca incelenmektedir.
V. Yerçekimi Tarihi Iyi mi Etkisinde bırakır?
Yerçekimi tarihi muhtelif şekillerde etkisinde bırakır. Birincisi, yerçekimi dönemin geçmiş olduğu hızı yavaşlatır. Buna yerçekimsel vakit genişlemesi denir. İkincisi, yerçekimi nesnelerin uzay-zamanı bükmesine niçin olabilir, bu da yerçekimsel merceklenme ve kara delikler şeklinde etkilere yol açabilir. Üçüncüsü, yerçekimi parçacıkların bozunma hızını etkileyebilir. Buna yerçekimsel kırmızıya kayma denir.
Yerçekimsel vakit genişlemesi, dönemin daha kuvvetli yerçekimi bölgelerinde daha yavaş geçmesi olgusudur. Bu tesir ilk başlarda Albert Einstein tarafınca genel görelilik kuramında öngörülmüştür. Genel görelilikte, yerçekimi bir qüç değil, uzay-zamanın bir eğriliğidir. Bir nesne ne kadar büyükse, uzay-zamanı o denli eğriltir. Feza-zamanın bu eğriliği, ışığın yolunu ve saatlerin tıklama hızını etkisinde bırakır.
Kara delik şeklinde daha kuvvetli bir kütle çekiminin olduğu bir bölgede, uzay-zaman eğriliği daha belirgindir. Bu, ışığın daha yavaş hareket etmiş olduğu ve saatlerin daha yavaş tik tak etmiş olduğu anlama gelir. Netice olarak, vakit daha kuvvetli kütle çekiminin olduğu bölgelerde daha yavaş geçer.
Yerçekimsel vakit genişlemesi deneysel olarak birçok halde doğrulanmıştır. En meşhur deneylerden biri 1959’da meydana gelen Pound-Rebka deneyiydi. Bu deneyde, iki atom saati bir kulede değişik yüksekliklere yerleştirildi. Daha yüksekteki saat, daha düşükteki saatten daha cılız bir yerçekimi bölgesindeydi. Netice olarak, daha yüksekteki saat, daha düşükteki saatten daha yavaş tik tak etti. Bu gözlem, genel göreliliğin öngörülerini doğruladı ve yerçekimsel vakit genişlemesinin varlığına dair kuvvetli kanıtlar sağlamış oldu.
Yerçekimsel vakit genişlemesinin evreni anlamamız açısından bir takım çıkarımı vardır. Mesela, evrenin her yerde aynı yaşta olmadığı anlama gelir. Evrenin yerçekimi merkezine daha yakın olan yerleri, daha uzak olan bölgelerden daha yaşlıdır. Bunun sebebi, dönemin yerçekimi merkezine daha yakın olan bölgelerde daha yavaş geçmesidir.
Yerçekimsel vakit genişlemesinin kara delikler hakkında anlayışımız için de tesirleri vardır. Kara delikler, yerçekiminin o denli kuvvetli olduğu uzay-zaman bölgeleridir ki hiç bir şey, hatta fer bile kaçamaz. Bir kara deliğin vaka ufku, ötesinde hiç bir şeyin kaçamayacağı sınırdır.
Bir kara deliğin vaka ufku, dönemin durduğu bir uzay-zaman bölgesidir. Bunun sebebi, uzay-zamanın eğriliğinin o denli aşırı olmasıdır ki fer bile kara delikten dışarı çıkamaz. Netice olarak, bir kara deliğe düşen her şey sonsuza dek hapsolur.
Yerçekimsel kırmızıya kayma, ışığın frekansının daha kuvvetli bir yerçekimi bölgesinden geçtiğinde azalması olgusudur. Bu tesir, Einstein tarafınca genel görelilik kuramında da öngörülmüştür. Yerçekimsel kırmızıya kayma, yerçekimsel vakit genişlemesine yol açan aynı etkiden oluşur. Daha kuvvetli bir yerçekimi bölgesinde, uzay-zamanın eğriliği daha belirgindir. Bu, ışığın daha yavaş hareket etmiş olduğu ve dalga boyunun arttığı anlama gelir. Netice olarak, ışığın frekansı azalır.
Yerçekimsel kırmızıya kayma deneysel olarak birçok halde doğrulanmıştır. En meşhur deneylerden biri 1959’da meydana gelen Pound-Rebka deneyiydi. Bu deneyde, iki atom saati bir kulede değişik yüksekliklere yerleştirildi. Daha yüksekteki saat, daha düşükteki saatten daha cılız bir yerçekimi bölgesindeydi. Netice olarak, daha yüksekteki saat, daha düşükteki saatten daha yavaş tik tak etti. Bu gözlem, genel göreliliğin öngörülerini doğruladı ve yerçekimsel kırmızıya kaymanın varlığına dair kuvvetli kanıtlar sağlamış oldu.
Yerçekimsel kırmızıya kayma, evreni anlamamız için bir takım çıkarıma haizdir. Mesela, uzak galaksilerden gelen ışığın kırmızıya kaydığı anlama gelir. Bunun sebebi, bu galaksilerden gelen ışığın evrenin genişlemesi şeklinde daha kuvvetli bir yerçekimi bölgesinden geçmiş olmasıdır. Uzak galaksilerden gelen ışığın yerçekimsel kırmızıya kayması, evrenin genişlemesine dair delil sağlar.
VI. Dönemin Yerçekimini Iyi mi Etkilediği
Zaman yerçekimini muhtelif şekillerde etkisinde bırakır. Birincisi, bir nesne ne kadar büyükse ışığın nesnenin bir tarafınca öteki tarafına geçmesi o denli uzun devam eder. Bunun sebebi, büyük bir nesnenin yerçekimi alanının uzay-zamanı bükerek ışığın daha yavaş hareket etmesine niçin olmasıdır. Bu tesir yerçekimsel vakit genişlemesi olarak bilinir.
İkincisi, bir nesne ne kadar süratli hareket ediyorsa, o nesne için vakit o denli yavaş geçer. Bunun sebebi, fer hızının hareketlerinden bağımsız olarak bütün gözlemciler için aynı olmasıdır. Bu tesir hususi görelilik olarak bilinir.
Üçüncüsü, bir nesne bir kara deliğe ne kadar yakınsa, o nesne için vakit o denli yavaş geçer. Bunun sebebi, bir kara deliğin kütle çekim alanının o denli kuvvetli olması ve uzay-zamanı aşırı derecede bükmesidir. Bu tesir kütle çekimsel kırmızıya kayma olarak bilinir.
Dönemin yer çekimi üstündeki bu tesirleri deneysel olarak doğrulanmış olup, genel görelilik teorisi için kuvvetli bir delil oluşturmaktadır.
VII. Yerçekimi ve Dönemin Tesirleri
Yerçekimi ile vakit arasındaki birlikteliğin evreni anlamamız açısından bir takım anlamı vardır.
ilk başlarda, yerçekimi dönemin geçme hızını etkileyebilir. Bu, yerçekimsel vakit genişlemesi olarak bilinir. Kuvvetli bir yerçekimi alanında, vakit cılız bir yerçekimi alanına bakılırsa daha yavaş geçer. Bu tesir deneysel olarak doğrulanmıştır ve genel göreliliğin en iyi malum öngörülerinden biridir.
İkinci olarak, kütle çekimi uzay-zamanın yapısını etkileyebilir. Bilhassa kütle çekimi uzay-zamanın eğrilmesine niçin olabilir. Feza-zamanın bu eğriliği, fer ışınlarının büyük bir nesnenin kütle çekim alanı tarafınca büküldüğü kütle çekimsel merceklenme olgusundan mesuldür.
Üçüncüsü, yer çekimi evrenin evrimini etkileyebilir. Bilhassa yer çekimi evrenin genişlemesinden mesuldür. Evrenin genişlemesi hızlanıyor ve bu hızlanmanın hemen hemen tam olarak anlaşılamamış esrarengiz bir enerji biçimi olan karanlık enerjinin varlığından kaynaklandığı düşünülüyor.
Yerçekimi ve vakit arasındaki ilişki kompleks ve büyüleyici bir ilişkidir. Kainat anlayışımız için bir takım çıkarımı vardır ve hala etken bir inceleme alanıdır.
Yerçekimi ve Zaman Araştırmalarının Geleceği
Yerçekimi ve dönemin incelenmesi kompleks ve sıkıntılı bir iştir, sadece bununla birlikte evreni anlamamız için de eğer olmazsa olmazdır. Son yıllarda, bu kavramları anlamamızda bir takım yeni büyüme oldu ve hâlâ bilmediğimiz oldukca şey var. Sadece, yerçekimi ve tarihi incelemeye devam ederek evrenin doğası ve içerisindeki yerimiz hakkındaki daha çok şey öğrenebiliriz.
Yerçekimi ve vakit araştırmaları alanında şu anda araştırılan alanlardan bazıları şunlardır:
- Yerçekimi ile kuantum mekaniği arasındaki ilişki
- Işıktan daha süratli yolculuk etme olasılığı
- Kara deliklerin doğası
- Zaman yolculuğu olasılığı
Bunlar, şu anda yer çekimi ve vakit alanında keşfedilen birçok coşku verici inceleme alanından bir tek birkaçıdır. Bu kavramlar hakkındaki daha çok şey öğrenmeye devam ettikçe, kainat ve içerisindeki yerimiz hakkındaki daha derin bir seka kazanacağız.
Bu makalede, kozmik süreklilikte yerçekimi ve vakit arasındaki etkileşimi inceledik. Yerçekiminin tarihi iyi mi etkileyebileceğini, dönemin yerçekimini iyi mi etkileyebileceğini ve bu iki kavramın iyi mi ayrılmaz bir halde bağlantılı bulunduğunu gördük. Ek olarak, bu etkileşimin kainat anlayışımız üstündeki etkilerini de tartıştık.
Yerçekimi ve dönemin incelenmesi kompleks ve sıkıntılı bir iştir, sadece bununla birlikte büyüleyicidir. Bu etkileşimi incelemeye devam ederek kainat ve içerisindeki yerimiz hakkındaki daha derin bir seka kazanabiliriz.
Sual 1: Yer çekimi ile vakit arasındaki ilişki nelerdir?
Yanıt: Yerçekimi ve vakit sıkı sıkıya iç içedir. Yerçekimi dönemin geçme hızını etkisinde bırakır ve vakit yerçekiminin enerjisini etkisinde bırakır. Bir nesne ne kadar büyükse, yerçekimi alanı o denli güçlüdür ve vakit o nesnenin yakınında o denli yavaş geçer. Buna yerçekimi vakit genişlemesi denir.
Sual 2: Yer çekimi tarihi iyi mi etkisinde bırakır?
Yanıt: Yerçekimi dönemin geçiş hızını yavaşlatır. Bunun sebebi yerçekiminin uzay-zamanı bükmesidir ve bir nesne ne kadar büyükse uzay-zamanı o denli büker. Feza-zamanın bu bükümü, büyük bir nesnenin yakınındaki saatlerin nesneden daha uzaktaki saatlerden daha yavaş emek vermesi anlama gelir.
Sual 3: Zaman yerçekimini iyi mi etkisinde bırakır?
Yanıt: Zaman yer çekiminin enerjisini etkisinde bırakır. Geçen vakit arttıkça yer çekimi zayıflar. Bunun sebebi, vakit geçtikçe evrenin genişlemesi ve nesneler arasındaki mesafenin artmasıdır. Bu, nesneler arasındaki yer çekimi kuvvetinin azaldığı anlama gelir.
0 Yorum